باب
المسح على
الخفين
22- MESTLERE MESH
ETMEK
72 - (272) حدثنا
يحيى بن يحيى
التميمي
وإسحاق بن
إبراهيم وأبو
كريب. جميعا
عن أبي
معاوية. ح
وحدثنا أبو
بكر بن أبي
شيبة. حدثنا
أبو معاوية
ووكيع (واللفظ
ليحيى) قال: أخبرنا
أبو معاوية عن
الأعمش، عن
إبراهيم، عن
همام؛ قال:
بال جرير. ثم
توضأ. ومسح
على خفيه. فقيل:
تفعل هذا؟
فقال: نعم.
رأيت رسول
الله صلى الله
عليه وسلم
بال، ثم توضأ
ومسح على
خفيه. قال
الأعمش: قال
إبراهيم: كان
يعجبهم هذا
الحديث. لأن
إسلام جرير
كان بعد نزول
المائدة.
[:-621-:] Bize Yahya b. Yahya et-Temimu, İshak b. İbrahim ve Ebu
Kureyb birlikte Ebu Muaviye'den tahdis etti. (H) Bize Ebu Bekr b. Ebi Şeybe de
tahdis etti. Bize Ebu Muaviye ve Veki" -ki lafız Yahya'ya aittir- tahdis edip
dedi ki: Bize Ebu Muaviye, A'meş'ten haber verdi. O İbrahim'den, o Hemmam'dan şöyle dediğini nakletti:
Cerir küçük abdest
bozduktan sonra abdest aldı ve mestleri üzerine mesh etti. Ona, sen böyle mi
yapıyorsun denilince, evet Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'i küçük
abdestini bozduktan sonra abdest aldığını ve mestleri üzerine mesh ettiğini
gördüm, dedi.
A'meş dedi ki: İbrahim
dedi ki: Bu hadis onların hoşuna gidiyordu çünkü Cerir'in Müslüman olması Maide
suresinin inişinden sonra idi.
Diğer tahric: Buhari,
387 -buna yakın-; Tirmizi, 93 -buna yakın-; Nesai, 118, 773; İbn Mace, 543
-buna yakın-; Tuhfetu'l-Eşraf, 3235
(272) وحدثناه
إسحاق بن
إبراهيم وعلي
بن خشرم. قالا:
أخبرنا عيسى
بن يونس. ح
وحدثناه محمد
بن أبي عمر.
قال: حدثنا
سفيان. ح وحدثنا
منجاب بن
الحارث
التميمي.
أخبرنا ابن
مسهر. كلهم عن
الأعمش. في
هذا الإسناد،
بمعنى حديث
أبي معاوية.
غير أن في
حديث عيسى
وسفيان: قال: فكان
أصحاب
عبدالله
يعجبهم هذا
الحديث. لأن إسلام
جرير كان بعد
نزول المائدة.
[:-622-:] Bize İshak b. İbrahim ve Ali b. Haşrem tahdis edip dediler
ki: Bize İsa b. Yunus haber verdi. (H) Bunu bize Muhammed b. Ebu Ömer de tahdis
edip dedi ki: Bize Süfyan tahdis etti. (H) Bize Mincab b. Haris et-Temimi de
tahdis etti. Bize İbn Mushir haber verdi. Hepsi A'meş'ten bu isnadta Ebu Muaviye'nin
hadisi rivayeti manasında rivayet ettiler. Ancak İsa ve Süfyan'ın hadisi
rivayetinde dedi ki: Bu hadis Abdullah'ın arkadaşlarının hoşuna gidiyordu çünkü
Cerir'in Müslüman olması Maide suresinin nüzulünden sonra olmuştu.
NEVEVİ ŞERHİ AŞAĞIDA
DAVUDOĞLU AÇIKLAMA: Bu hadisi Buharî,
Tirmizî ve Nesaî «Kitabu's-Salat» da Ebu Davud ile İbni Mace de
«Kitabu't-Tahare» da tahric etmişlerdir.
Hadis-i
şerif mest üzerine mesh'in meşru olduğuna delildir. Hz. Cerir (R.A.)'a «Sen
böylenıi yapıyorsun» diye soran zat Hemmam b. Haris'tir. Nitekim Taberani 'nin
Cafer b. Haris tarikiyle A'meş'ten rivayet ettiği hadiste ismi tasrih
edilmiştir. Hatta hadisin bir tarikinde soran zatın Hz. Cerir'i ayıpladığı
zikredilmiştir.
Hz,
Cerir'in hadisini beğenen cemaat yanında bulunan ashab idi. Cerir de yeni
müslüman olmuştu. Onun islamiyeti kabulu Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve
Sellem)'in dünyadan gittiği seneye tesadüf eder. Hadisin bir rivayetinde:
«Abdullah b. Mes'ud'un ashabı bu hadisi beğeniyorlardı» denilmiştir. Müslim'in
rivayetinde: «Çünkü Cerir'in İslama girişi Maide suresinin nüzulünden sonra
idi», Ebu Davud'un rivayetinde ise: «Bu iş yani Nebi (Sallallahu. Aleyhi ve
Sellem)'\n mestleri üzerine mesh etmesi maide suresinin nüzulündan sonra idi»
denilmiş ve Cerîrin «ben ancak maide suresinin nuzulundan sonra müslüman
oldum,» dediği rivayet edilmiştir.
Tirmizî
bu hadisi rivayet ettikten sonra şunları söyler: «Bu hadis müfesserdir. Çünkü
mest üzerine meshi inkar edenlerden bazısı tevilde bulunarak ve Nebi
(Sallallahu Aleyhi ve Sellem) in mest üzerine mesh etmesi maide süresindeki
abdest ayeti inmezden önce idi. Binaenaleyh bu mesele abdest ayeti ile mesh
edilmişitr demektedir. İşte Cerir bu hadisinde Nebi (Sallallahu Aleyhi ve
Sellem) in Maide suresi indikten sonra mestleri üzerine mesh ettiğini gördüğünü
anlatmıştır. İbni Mes'ud'un arkadaşlarının Cerir hadisini beğenmeleri bu
te'vücilere red cevabını teşkil ettiğindendir.»
Abdest
ayetinden murad ! ... «Yüzlerinizi yıkayın, (ellerinizi de dirseklerinizle
beraber yıkayın...»
ayet-i
celilesidir. Eğer Cerir (R.A.)'ın müslümanlığı kabulü bu ayetin nüzulünden önce
olsaydı o zaman mest üzerine mesih meselesinin bu ayetle mensub olması mevzu
bahis edilebilirdi. Fakat onun islamiyeti kabulü ayet-i kerimenin nüzulünden
sonradır. Binaenaleyh neshe imkan yoktur. Hadisle amel etmek icab eder.
Beyhakînin
«Sünen» inde İbrahim b. Ethem (R.A.) in: «Mestler üzerine mesh hususunda Cerir
(R.A.) hadisinden daha güzel bir şey işitmedim» dediği rivayet olunuyor.
Mest
üzerine mesh babında bir çok hadisler varid olmuştur. Bunların sayısı bir çok
ulemaya göre tevatür derecesini bulmaktadır. İmam Ahmed b. Hanbel'den
Meymuni'nin rivayetine göre mest üzerine meshin meşru olduğunu otuz yedi sahabi
yine İmam-i Ahmed'den Hasan b. Muhammed'in rivayetine göre kırk; sahabi rivayet
etmiştir. Bezzar'ın «Müsned» inde İbni Ebi Hatim'in kırk bir sahabi dediği
rivayet olunduğu gibi Hasan-i Basrî'den bunların yetmiş Bedr gazisi olduğu
rivayet edilir.
İbni
Abdilber diyorki: «Sair Bedr ve Hudeybiye gazileri ile onlardan başka Muhacirin
ve Ensar, tabiin. İslam aleminin fukahası bilumum ulema ve muhaddisler mest
üzerine mesh etmişlerdir. Bunu inkar edenler ancak müslümanların cemaatından
ayrılan bid'atçılarla şaşkınlardır.»
Bu
babtaki hadisler tevatür derecesini bulduğu içindir ki Ebu Hanife mest üzerine
meshe inanmayı ehl-i sünnet vel cemaatın şartlarından saymıştır. Hz. İmamın:
«Bana gündüzün ziyası gibi aşikar olmadıkça meshe kail olmadım dediği rivayet
olunur. Bunu inkar kibar-ı sahabeye muhalefet ve onları hataya nisbet ma'nasını
taşıdığından bid'attır. Hatta Kerhi! «Mest üzerine meshi caiz göremeyenin
küfründen korkarım» demiştir.
Mesih
babında Nevevide şunları söylüyor, «Seferde olsun hazarda olsun ve keza ihtiyar
bulunsun bulunmasın mest üzerine mesh etmenin caiz olduğuna sözüne itimad
edilir ulema icma' etmişlerdir. Hatta evinden çıkmayan kadına ve yürüyemiyen
kötürüme dahi bu caizdir. Onu yalnız şiilerle hariciler inkar etmiştir ki;
onların hilafıda nazar-ı itibar-a alınmaz. îmam-ı Malik (R.A.)'den bir kaç
kavil rivayet edilmiştir. Meşhur kavle göre; onun mezhebide cumhur-u ulemanın
mezhebi gibidir. Mest üzerine meshi ashabtan sayılmayacak kadar çok zevat
rivayet etmişlerdir.» Nevevî sözüne devamla: «Ulema mest üzerine meshmi yoksa
onları çıkarıp yıkamakmı efdal olduğunda ihtilaf etmişlerdir. Bizim ulemamıza
göre ayakları yıkamak efdaldır. Çünkü asıl olan budur. Ashab-i kiramdan bir cemaatta
buna kaildir ki Ömerü'bnü'l-Hattab, oğlu Abdullah ve Ebu Eyyub el-Ensarî (R.A.)
bunlar meyanındadir. Tabiinden bir çokları meshin efdal olduğuna kaildirler.
Şa'bî, Hakem ve Hammad'ın Mezhebleride budur. İmam Ahmed'den iki rivayet
vardır. Esah rivayete göre mesh efdaldir. İkinci rivayete göre mest üzerine
mesh ile ayakları yıkamak hükmen müsavidirler. İbni'I Münzir'de bu kavli
ihtiyar etmiştir.»
NEVEVİ ŞERHİ: İcmada sözüne itibar edilir kimseler, seferde olsun,
mukimken olsun, ihtiyaç olsun olmasın mestler üzerine mesh etmesinin caiz
olduğu üzerinde icma etmişlerdir. Hatta evinden dışarı çıkmayan kadının,
yürümeyen kötürümün dahi mesh etmesi caizdir.
Ancak
şia ve hariciler bunu inkar etmişlerdir. Onların muhalefetinin ise bir değeri
yoktur. Malik -Allah'ın rahmeti üzerine-'den bu hususta çeşitli rivayetler
nakledilmiştir. Ancak onun mezhebinden meşhur olan görüşü büyük çoğunluğun
kabul ettiği gibidir.
Mestler
üzerine mesh etmeyi ashab-ı kiram'dan sayılamayacak kadar kişi rivayet
etmiştir. Hasan-ı Basri (rahimehul1ah) dedi ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi
ve Sellem)'in ashabından yetmiş kişi Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
mestler üzerine mesh ederdi, diye bana tahdis ettiler.
Ben
el-Mühezzeb Şerhinde onu rivayet eden ashab-ı kiram'dan pek çok kişinin
isimlerini açıklamış ve bu hususta oldukça nefis bilgiler kaydetmiş
bulunmaktayım. Başarı Allah'tandır.
İlim
adamları mestler üzerine mesh etmek mi faziletlidir yoksa ayakları yıkamak mı
faziletlidir hususunda ihtilaf etmişlerdir. Bizim (Şafii) mezhebimizin
kanaatine göre ayakları yıkamakdaha faziletlidir çünkü aslolan odur. Aralarında
Ömer b. el-Hattab, oğlu Abdullah ve Ebu Eyyub el-Ensari (r.a.)'ın da bulunduğu ashab-ı
kiram'dan pek çok kimse de bu kanaati benimsemiştir. Tabiinden pek çok kimse de
mestler üzerine mesh etmenin daha faziletli olduğu kanaatindedir. Şa'bi, Hakem
ve Hammad bu kanaattedir. İmam Ahmed' den iki rivayet nakledilmiştir. İkisinden
daha sahih olan mesh etmenin daha faziletli olduğudur, ikinci rivayete göre her
ise ikisi de aynıdır. İbnu'l-Münzir de bu görüşü tercih etmiştir. Allah en iyi
bilendir.
"Bu
hadis hoşlarına gidiyordu ... " Yani yüce Allah Maide suresinde:
"Yüzlerin
izi ve dirseklere kadar ellerinizi yıkayın. Başlarınıza mesh edin, her iki
topuğunuza kadar da ayaklarınızı (yıkayın}." (Maide, 5/6) buyurmaktadır.
(3/164) Şayet Cerir'in Müslüman olması Maide suresinin nüzulünden önce olmuş
olsaydı onun mestler üzerine mesh etmeye dair rivayet ettiği bu hadisin Maide
suresindeki ayet ile nesh edilmiş olma ihtimali olurdu. Onun Müslüman olması
Maide suresinden sonra meydana geldiğine göre onun rivayet ettiği hadis ile
amel edildiğini öğrenmiş olduk, ayrıca bu hadis, Maide suresinde kastedilen
kimsenin mestli olmayan kimse olduğunu da beyan edip, açıklamaktadır. Bu
durumda sünnet bu ayeti tahsis eden bir ayettir. Allah en iyi bilendir.
Beyhaki'nin
Süneninde İbrahim b. Edhem'den şöyle dediğini rivayet etmekteyiz: Mestler üzerine
mesh etmek hakkında Cerir (r.a.)'ın rivayet ettiği hadisten daha güzelini hiç
duymadım. Allah en iyi bilendir.